SON PERDE


      Anlamazlar ki bakışlarınızdaki hüznü, sesinizdeki kederi. Bilmezler ki yaşadığınız depremi ve duymazlar uçurumdan yuvarlanırken medet uman nidalarınızı. Duymak istemezler ki. Bireyciliğin zirve yaptığı bir devirde kimsenin felaketinize koşacak en ufak bir hevesi yok. Çünkü herkes kendi felaketini yaşıyor ve sizin felaketinize kıyasla teselli buluyor birileri.
    'Yavaş yavaş delirdim' diyor daha ömrünün baharında boğazın sularına atlayan kız: 'ama siz fark edemediniz'. Umursamazlığın, lakaytlığın yağmur bulutları gibi kentlerin üstünü kapladığını belli ki gördü genç kız. Uğruna mücadele ettiği tüm değerlerin çocukluktan beri aslında dondurulmuş buzdan oyuncaklar olduğunu, onların çağ yangınında önü sıra eridiğini seyredince anladı.
    Belli ki insanlığın çılgınlığın kıyısına vardığını ve orada can çekiştiğini o da gördü. Sulandırılmış ilişkilerle, yapay duygularla oyuna daha fazla devam etmenin anlamı yoktu. Ve son ve en tatsız perdeyi oynadı boğaz köprüsünde. Diliyle, gözleriyle ve yüreğiyle anlatamadığını bedeni ve canıyla ifade etmek istedi....

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

HİKAYEMİZ

GÜNDÖNÜMÜM

ZAMAN