GÜNDÖNÜMÜM
Zaman zaman önceydi; arabesk yalnızlıklarda, şairlerin teselliyi kelime kadehinde bulduğu aralar. Ve ben dilsizliğin alacakaranlığında eksik , yorgun, çaresizdim. Çağ emekliyorken daha, hevesin pusula olduğu demlerde bir rüya kendini gördü Murat nehrinin derin uykusunda. Böyle başladı zeytinin hikayesi ; ‘ olive juice ’ masalı. İçimdeki dalgalardan hapsolmuşken kendi sahilime, bir gemi yol alıyormuş Aramzeryaya doğru. Irak, ketum, habersizdim. Kalemin tükendiğini anlayamadı yazı, ki motifiydi gençliğimin kağıda dökülmeye çığlık atan suskunluk. Sen, yazıyı yazgıya dönüştürenim niyeyse yoktun. Gölgesiz, umutsuz, sensizdim. Sonra sen belirdin saadet ufkumda, hüzme hüzme yağdın üstüme. Katılaşmış ıssızlığımı erittin, aldın güzümün hazanını. Karanlığı boğan aydınlığım oldun; dil oldun bana, umut oldun, yol oldun bana ben oldun, biz oldun, ...